Fotoğrafım
Bence tam söyleyecekken yuttuklarımızdır bizi mide fesatı yapan ..

6 Kasım 2010 Cumartesi

Hiçbir Şey


Sana yazacak hiçbir şeyim yok blog. Çok üzgünüm. Buraya bir şeyler yazmak için her oturuşumda yazacak bir şey bulamamanın ezikliğiyle kalkıyorum. Hani yapman gereken bir sürü şey olur ama nereden başlayacağına karar veremediğinden hiçbir şey yapmazsın ya,işte ondan benim durumum. Yazacak çok şey var ve anlatacak çok hikaye var ama sonuç sıfır. Nereden başlayacağımı bilemiyorum.

En güzeli hiç başlamamak sanki.Keşke hiç başlamasaydım bende. Hazır gidebilme imkanım varken çekip gidebilseydim. Dükkanı kapatıp tası tarağı toplayıp tek gidişlik bir bilet alıp uzaklaşabilseydim imkansızlıklarımdan. Ama olmuyor işte. Bir şekilde yüklendiğin sorumluluklar kambur oluyor sırtına. Nefes alamasan da artık nereye gidersen git yanında taşıyorsun. Bir türlü yutkunamadığın bir şey oluyor zamanla gerçekleştiremediğin hayaller. Ne kadar yutmaya çalışsan o kadar boğuluyorsun,ne kadar debelensen o kadar batıyorsun.

Sussan her şey güzel aslında. Yada bir daha hiç görmesen,unutsan mesela. Her şey güzel. Ama her sabah karşında duruyor bir kırığı hayallerinin. Gideceğin yol bile o kırıkların üzerinden geçiyor.

Anlatamıyorsun ki kimseye. Mutlu olmaman için bir sebep yok diyorlar. Mutlu olmak bir zorunluluk değil oysa ki. Mutlu olması gerektiği için mutlu olamıyor insan. Bardağın dolu tarafını gösteriyorlar hep sana. Oysa yarısı boşken o bardak dolu değil ki!

Pollyanna kadar aptal olmalı sanki herkes. Pollyanna saçmalıyor diye herkes saçmalamalı. Minnettar olmalıymışım,şükretmeliymişim halime. Ben ister miyim küçük dertlerle mutsuz olmayı ? Cemal süreya'nın da dediği gibi küçük şeyler belki ama günün bu saatinde anıt gibi duruyorlarsa önümde sorun bende mi olmalı? Bir türlü memnun olamıyormuşum. Öyle diyorlar. Sadece ölenlerin ardından mı ağlamalı bir insan ? Asla sahip olamayacağını bildiğin bir hayat da senin ölümün olamaz mı?

Karamsarmışım. Evet çok karamsarım. Zevk almasını bilmiyormuşum hayattan. Kovalamacada hep ebe olan sensen nasıl zevk alabilirsin ki oyundan ? Ben mi yanılıyorum ? Çok mu haksızım ?

Hayal kırıklıkları da saç kırıkları gibi olsaydı keşke. Köşedeki kuaföre gidip aldırsaydım hepsini. Her makas darbesinde hafiflerdim,rahatlardım. Hiç değilse bir çözümü olurdu belki yutkunamadığım şeyin. Ben ki iflah olmaz bir mide fesatıyım. Bunu yutamadım işte. Anlayın.

Bakışlarınız da bile parçalanan hayallerimi görüyorum belki. Ya bana acıyorsanız?
Günün bu saatinde anıt gibi duruyorlar işte karşımda yanıldıklarım ve yanılttıklarım .

Tabi bir de yaptıklarım ve yapamadıklarım var. Ve aslında görürünürde olan sadece onlar. Kimse satır aralarını okumuyor çünkü. Sadece yaptıkların ve yapamadıklarını soruyorlar. Sadece onları okuyup onlarla yargılıyorlar seni.Evet sadece yaptıkların ve yapamadıkların var. Ne sen varsın aslında ne de doymadan kalktığın sofralar.





Mide Fesatı ..

2 yorum:

  1. bu böyle..
    hayat böyle..artık kimsenin sanalı reeli ayırt edecek hali kalmadı..
    bize sunulan bir yaşam biçimi var, ona ulaşıncaya kadar hayal kuruyoruz, kuruyoruz,kuruyoruz
    olmayınca ne oluyor biliyor musun?
    pişmanlık duygusu
    mutsuzluk
    kendine güvensizlik

    yaptığımız en iyi şey yapıcam demek
    sonrasında yapabilirim
    en sonunda yapsaydım!

    biz sadece hayallerimizin yansımasıyız, belki tamamı, belkide bir noktası...

    çevremizde de birbirinin kopyaları... halimize şükür etmek... saçma gelsede

    bunu yazdığın an ki ruhsal durumun geri kalan ömründe karınca kadar yer kaplamayacak biliyor musun? çünkü unutucaksın
    hiçbirimizde bellek yok çünkü
    sanma ömrünün sonuna kadar bu böyle sürecek...
    bunlarıda unutturacak birşeyler mutlaka yaşayacaksın..
    ve işin komik yanı
    ben bumuymuşum diyeceksin.

    YanıtlaSil
  2. pişmanlık duygusu
    mutsuzluk
    kendine güvensizlik

    O anda hissettiğim şeyler büyük ölçüde bunlardı. Ama tamamen bunlar değil. Tamamı bunlar olsaydı haklısın diyebilirdim. Yine de kendi içinde haklısın tabi. O an ki ruh halimin geri kalan ömrümde karınca kadar yer kaplamayacağı doğru ama bir teselli değil. Tıpkı bardağın dolu tarafından bakmanın bir teselli olmadığı gibi. Tıpkı unutmanın da bir teselli olmaması gibi.

    Bence işin daha da komik yanı unuttuğum her şeyi bir gün yeniden hatırlamak zorunda kalabilme ihtimalim .. İşte o zaman da demek ki ben buymuşum deme ihtimalim ...

    Yorumun için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil